13 Eylül 2024 Cuma

su gibi..

Ne zaman gitti tren?

 

Uzundur ömür meraklanma 
Mühimdir yalnızlık telaşlanma 
Saatler geri yavaşlama 
Sayfalar sarı bir zamanlar genç olsan da 
Yaşamdan yaralı hayvan gibi 
İnsafa gelmeyen sahip gibi 
Duygular saygılar eşyalardan sonra 
Yazılmış suya, bir zamanlar aşk olsan da 
Ne zaman gitti tren? 
Bir ben kaldım bir de gölgem 
Saatim mi geri kalmış, bilmem 
Ne zaman gitti tren? 
Bir rüzgara kapıldık biz 
Yelkenler delik deşik
Acıktık bir anda acıya 
Bir rüzgara kapıldık biz 
Ne sen anladın ne ben öğrendim 
Ön sözler gereksizmiş, geç bildim 
Okuduk yine de, gençmişiz işte 
Öylesizliğin daha güzelmiş öylece 
Bir kısa film hayattan kalan 
Oyuncu olsan yönetmen olsan 
Gördüklerini unutmuş olsan 
Yaşamak bazen sabır ister 
Ne zaman gitti tren? 
Bir ben kaldım bir de gölgem 
Saatim mi geri kalmış, bilmem 
Ne zaman gitti tren? 
Bir rüzgara kapıldık biz 
Yelkenler delik deşik 
Acıktık bir anda acıya 
Bir rüzgara kapıldık biz 
Ne zaman gitti tren? 
Bir ben kaldım bir de gölgem 
Saatim mi geri kalmış, bilmem 
Ne zaman gitti tren? 

Hayat sanki bir deniz, biz de suyun üzerinde ilerliyoruz. İlk zamanlarda, çocuklukta falan, deniz çok dalgalı, sen ise sanki ufak bir salın üzerinde çırpınıyor, bir an önce hızlı hızlı gitmek istiyor, ancak pek fazla yol alamıyorsun. Zaman geçtikçe teknen büyüyor, kalitesi ve hızı artıyor, ancak senin hızlı gitme isteğin git gide azalıyor.Yavaş yavaş tadını çıkararak gitmek, etrafı seyretmek istiyorsun. Ancak çocuklukta hızlı gitmek ne kadar zorsa, yaşlandıkça yavaşlamak da o denli zorlaşıyor. Bütün motorlarını istop etsen bile artık kocaman bir gemi olmuş olan aracın çarşaf gibi denizin üzerinde hızla ve sessizce kayıyor. Sen ise güverteden geminin pruvasının yardığı suların iki yana doğru açılarak uzaklaşmasını ve ufukta beliren karşı kıyının hızla yaklaşmasını hüzünle izliyorsun.

makrome işleri